Bugün yine uzunca bir süre internet kesintimiz olunca ben de bilgisayarımdaki belgelerimi yedekledim. O sırada eski fotoğraflara bakarken kefken'e gittiğimde severek çektiğim fotoğraflarımı ayıklayayım dedim. Daha başka fotoğraflar da ayıkladım. Onlarla ilgili yeni postalar da hazırlayacağım. Kefken'i ne ben anlatmaya doyarım ne onda güzellikler biter. Orası ruhumun ait olduğu yegane yer.
En sevdiğim şeydir bu deniz fenerlerine çıkıp denizin ortasındaymışçasına huzurlu ve hür hissetmek. Çıkması epey zor olurdu ama severdim. En son gittiğimde merdivenleri kırıktı çıkamamıştım. Umarım bir dahaki gittiğimde yenilenmiş olur.
Balıkçıların özenle ördüğü bu ağlar nasıl da rengarenkler, göz alıcılar. Bir kerecik de olsa ben de örebilmek isterdim rengarenk bir ağ, içine hayallerimi de koyardım.
Ağlar böyle serilmişken fotoğraflamamak olmazdı.
Ahhh deniz canım deniz, mavi deniz... Bu fotoğrafa bakınca uzanıp da dokunabileceğim kadar yakınımdasın işte...
Işık hüzmelerinin arasında nasıl da güzel görünür o balıkçı tekneleri..
Özledim seni Kefken...