12 Aralık 2013 Perşembe

Karma anılar

Havalar güneşli olduğunda soğuk bile olsa deniz hasreti başıma vuruyor. Ne zaman güneşi görsem, soluğu denizin yanı başında almak istiyorum. Fırsatım olsa kalınca giyinir elime çayımı alır gidip deniz kenarında öylece dururdum. 

İnsanın denizi görmesi ne önemliymiş meğerse. Denizin kokusunu duymadığın bir şehirde yaşam ne zor. Sadece hayal edebilir insan elbette ama ne kadar sürebilir bu hayali  yaşam? En güzeli anılarla dolu fotoğraflara sığınmak...



Balık tutmayı denedim birkaç kez, sevemedim. Sabırsız bir yapım da yok aslında. Balıkçıları seviyorum, balığa çıkanları, balık tutan liman insanlarını, balık satanları seviyorum. Bir defa da olsa sabahın henüz ağarmadığı saatlerce çok minik olmayan bir takayla denize açılmak isterdim. Belki bir gün olur. 


Arkadaşı için yas tutan yorgun, yaşlı bir kayığı anlatıyor gibi geliyor bu fotoğraf. Gelmiş diğerinin yanında soluklanmış gibi açıkta olan kayık. Biri yaşam, biri ölüm gibi. 


İmkanım olsa da herkesi aynı yerde toplayabilsem keşke. Acaba neler konuşulurdu?