19 Kasım 2016 Cumartesi

Yazdan kalan


Yazı özlemek bir alın yazısı olsa gerek. Ben daima özlüyorum yaz'ı. Ama bu sıralar en çok kahveyi sigarayı ve yalnızlığımdaki kalabalık anları özlüyorum. Kendimi özgürce sokağa atmayı özlüyorum ve sessiz, başıboş dolaşmayı! 

Şimdi iki kişi, gün batımında oturup
denizden çıkmış ıslak vücutlarımızla birbirimize değip, buz gibi bir bira ve hafif bir sigarayla dünyaya eşlik etmeliydik!


8 Kasım 2015 Pazar

Sessiz sokak

Bastion 23/ Palais Des Rais

Bir hayalin başladığı yer sanki burası. Öyle naif ve hoş ki. Her gün yeniden ziyaret edebilirim. Bir de o denize bakan kısımdaki yalnız ağacın dibinde bir sigara yakacağım anılara dalarak.


27 Eylül 2015 Pazar

Aynı nakarat


Yıllardır her haliyle işe giderken geçtiğim bu yolda fotoğraf çeker dururum. Aslında hep farklı bir yanı vardır. Bulutlar, gök değişir durur. Binalarda insanlar çamaşır asar, etrafta arabalar, iş makinaları bile olur. Kimi zaman tarlada sarı sarı kavunlar, traktörle gezen adamlar, mahsulleri toplayan kadınlar olur. O ağaçlar hep orada yalnızlar ama memnunlar hallerinden. Oradan bulunduğum yere bakmak nasıl olurdu acaba diye hep düşünürüm?

Hep aynıymış gibi görünen manzaranın bile değişimine şahit olmak güzel. 

Yaşamak her şeye rağmen güzel.

25 Temmuz 2015 Cumartesi

Çılgın kalabalıktan uzakta

Fotoğraf: Tumblr / algerianculture.tumblr.com

Çılgın hatta çıldırmış insan kalabalığından kilometrelerce uzakta; sıcacık ve pamuksu kumlarda uzanmak, hayatın sırlarına erişmek gibi olmalı. Önünde uçsuz bucaksız ve sessiz bir vaha. Belki aynı rengi onlarca tonunda, mavinin altında uzanmak, durulmak ne iyi gelir insana. 

Çöl en çok görmek istediğim yerlerden biri. Sanki oraya vardığımda bir başka var oluşa tanıklık edecekmiş gibi hissediyorum. Uzaya ulaşamayanlar, aklı benim gibi başka diyarlar kaçanlar çölü herkesden daha çok görmeliler! 

19 Mayıs 2015 Salı

Mesela bugün...


Mesela bugün ben, çölde bir Tuareg ile çay içebilirdim. O benim dilimden anlasaydı, ben onun dilinden anlasaydım ve birkaç hikaye anlatsaydı bana; iyi gelirdi. Çok sıcak olurdu belki ama bende uzun ince elbiselerimle bir nebze de olsa serinliyor olurdum yanıbaşında. Çöle yakın bir yerde olsaydık olurdu belki bu dediğim. Ama benimle çay içmek istermiydi bir Tuareg orası meçhul!


Mesela bugün tanıdığım o halıcı teyzenin yanına gidip oturup, hem de sabah erkenden, onunla birlikte halı dokumayı öğrenebilirdim. Belki desene birkaç ilmek de ben eklerdim. Birlikte bir şeyler içer, yarım yamalak da olsa sohbet ederdik.


Mesela bugün, başkentin ara sokaklarında, güneşin gölgelerini yakalayarak yürüyerek dolaşabilirdim, sessizce. Biraz soluklanırdım bir duvar dibinde, belki soğuk bir meyve suyu içerdim. 


Sonra sokak beni böyle güzel dükkanlara ulaştırırdı, heyecanlanır, sevinirdim. Kaldırım taşlarının tozlu kokusunu içime çeker, bakır tepsilerin üzerindeki bütün o büyülü detayları incelerdim. 

Not: Fotoğraflar web'den alıntıdır.