8 Ağustos 2010 Pazar

Kapılar





Alttaki son üç fotoğrafı son Cezayir gezimizde çektim. Kapılara her zaman büyük bir ilgim vardı. Fırsat buldukça ve tabi makinam da yanımda oldukça çekmeye çalışıyorum. Keşke daha çok zaman yaratabilsem de yüzlerce kapı fotoğrafı çekebilsem. Burada o kadar güzel kapılar var ki inanamazsınız. Tabi Tunus daha ünlüdür kapılarıyla. Buradaki kapılar da Tunus işi genelde zaten. Tunus'a gittiğimde bol bol kapı fotoğrafı çekeceğim.  En üstteki fotoğrafın kime ait olduğunu tam olarak hatırlayamıyorum. Google arşivimden paylaştım onu, diğer ikisi ise Algeria Guide adlı kitaptan..

5 Ağustos 2010 Perşembe

Alger Centre

Alger merkezde bir duvar boyaması. Yer Tilimli tarafları. Arabayla geçtiğimiz için pek de net değil. Büyük bir çaba sarfetsem de çekim yapabilmek için önünden yavaşça geçmek gibisi olmuyor tabi. Akan trafikte ancak bu kadarını yakalayabildim.
 Bu fotoğrafı ben çekmedim. Zaten genelde çektiklerimin altına ismimi yazıyor; kaynağı biliyorsam da adını not düşüyorum. Maksat sizin için Cezayir'i tanıtmak. İnternetten bulduğum fotoğrafları da paylaşmak güzel oluyor çünkü bazen hiç ummadığım yerlerde bile harika fotoğraflarla karşılaşıyorum sizler de görün istiyorum..

Burası başkentin en sevdiğim yerlerinden biri olan Didouche Mourad caddesinde bir apartman.Bayılıyorum ben böyle apartmanlara. Alt sıradakiler de hep o güzel cadde de çekildi.




Yeni fotoğraflarda görüşmek dileğiyle...

14 Haziran 2010 Pazartesi

Yangın

Bazı zamanlarda insanın içi böyle yangın yeri gibi olur, kavrulur durur. Bilmezsiniz nerden geldiğini o sancıların, sadece oradadırlar işte. Çiçek çiçek açar çoğalırlar. Ne yaparsanız iflah olmaz bir yer vardır içinizde. Dikenlerini batırır durur hani. Bu fotoğraf bana o anlarımı hatırlatıyor. Ne aşkı ne de sevgiyi sadece ama sadece kırmızının o yakıcı tadını hissettiriyor. Güzelliğiyle büyüleyen önce, sonrada yavaşta öldüren..

23 Mayıs 2010 Pazar

Çocukluğuma dair



Ahhh çocukluğum demek istedim içimden. O zamanlara geri dönmek isteyerek. Çoğu zaman istiyorum bunu. O sokaklarda koşuşturduğum günlere dönmek, annemin beni pencereden eve yemeğe çağırması, hangi oyunu oynayacağımıza dair ettiğimiz kavgalar, bisiklet kapmacalarımız, leblebi tozu yerken boğazımıza kaçması, anlamsızca gülmelerimiz herşeye, haşarılıklarımız ve daha neler neler. Eskiye dair eşyalarıma baktığımda hep mutluluk duyuyorum. Annem iyiki saklamış eşyalarımın bazılarını, elbiselerimi ve ayakkabılarımı. Ben de çoğu şeyimi saklamak istiyorum hep. Keşke daha çok yerim olsa da saklayabilsem.Bu ayakkabılar en sevdiklerim arasında tabi bir de kırmızı yazlık elbisemle, lacivert kadife elbisem var..Bir dahaki tatilde onları da fotoğraflayacağım.

13 Mayıs 2010 Perşembe

İlk Defa

Buraya yazmak istedim hep. Sadece fotoğraflar olsun, benim çektiklerim ve sevdiklerim olsun istedim. Daha ancak yapabiliyorum. Neden derseniz eğer acemilikten diyebilirim. Çünkü henüz daha çok iyi öğrenemedim bu sayfayla oynama durumlarını. Buraya fotoğraf yüklediğimde diğer yani ana blogum Tuğba'nın Dünyası'nın fotoğraf kotası düşüyor. Orayı daha çok kullanıyorum genelde bu yüzden ona birşey olsun istemiyorum. Belki bir okuyan olur diye yazıyorum. Bundan sonra çektiğim fotoğraflarımı buraya yüklemek istiyorum. Tuğba'nın Dünyası'nda daha bana ve Cezayir'e özgü yazıları paylaşmak istiyorum.

Şimdilik yazacaklarım bu kadar. Sırada blogger ın yeni sihirli değneğiyle Tuğba'nın Dünyası'na dokunmak kaldı..
Herkese kocaman sevgiler:)